Batı Karadeniz'de İklim Hareketini Güçlendirmek, ÇA - Hepsi, Duyuru / Haber

Zonguldak ve Kastamonu’da ‘İklim Okulu’ Gerçekleştik

Yeşil Düşünce Derneği’nin 29 Nisan Cumartesi günü Zonguldak’ta, 30 Nisan Pazar günü Kastamonu’da gerçekleştirdiği İklim Okulu katılımcıları ile buluştu.

Fransa Büyükelçiliği‘nin desteği ile yürütülen ‘Kimseyi arkada bırakmadan: Batı Karadeniz’de İklim Hareketinin Güçlendirilmesi’ projesi kapsamında gerçekleştirilen etkinlik, yerel sivil toplum örgütleri ve yerel yönetim aktörleri ile yapılan ihtiyaç analizi çalışmalarının sonuçlarına göre düzenlendi.

İklim krizinin Batı Karadeniz’e etkilerinin, daha dayanıklı, dirençli, adil bir toplumun ve kentlerin nasıl yapılandırılabileceğinin tartışıldığı İklim Okuluna, çeşitli kamu kuruluşlarından, belediye müdürlükleri, kadın kooperatifleri, bisiklet derneği, engelli derneği, meslek örgütleri ve odaları, çevre örgütleri gibi sivil toplum örgütleri, kömür işçileri ve yurttaşlar katılım sağladı.

İklim Okuluna yerel olarak Zonguldak TMMOB Makine Mühendisleri Odası ve Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası mekan sağlayarak destek oldular.

İklim okulunu ilk oturumu Yeşil Düşünce Derneği Proje Koordinatörü Özge Doruk, Dünya’da ve Türkiye’de çevre hareketin ve yeşil hareketin tarihçelerine dair bir çerçeve çizerek, yeşil harekete dair aktarımı ile başladı. İklim krizinden, sebeplerinden ve Türkiye’deki iklim hareketinin gelişiminde bahseden Özge Doruk, yeşil politikanın önerilerine dair bir çerçeve sundu.

Bartın Platformu ve Türkiye Ormancılar Derneğinden orman mühendisi Prof. Dr. Erdoğan Atmış, öncelikle dünyadaki ve ülkemizdeki ormanların güncel durumuna dair bilgilendirme yaptı. Avrupa, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri gibi ülkelerde orman alanlarının ve ağaçlandırmaların miktarının artarken, özellikle Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde ormansızlaşmanın arttığını ifade eden Atmış, ormansızlaşmanın en büyük sebebinin kereste imalatı ve madencilik faaliyetleri için sömürülen ülkelerin ormanlarının kesildiğini, ancak katma değer üretiminden bu ülkelerin hiç bir fayda sağlayamadığını, iklim krizinin sonuçlarıyla da en çok bu ülkelerin baş etmek zorunda kaldığını ifade etti.

İklim Araştırmaları Derneği yönetim kurulu üyesi Naz Beykan, Zonguldak oturumuna çevrimiçi, Kastamonu etkinliğine fiziksel katılım gösterdi. İklim krizi ile mücadele bağlamında yerel yönetimlerin etkin bir eylem planı çıkarabilmesi için atılabilecek adımları, olası paydaşları, gerçekleştirilebilecek projelere dair bir çerçeve de sunarak aktardı.

Zonguldak Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın Basın Danışmanı Ahmet Öztürk, öncelikle belediyenin demografik, coğrafi ve tarihsel durumu ile ilgili bilgi aktardı. Belediye sınırları içinde kalan ve Zonguldak için en önemli su havzası ile tarım alanlarını kapsayan Filyos Vadisini tanıtan Öztürk, bölgede büyük bir ekolojik yıkıma sürükleyen ve bölge halkını fakirleştirerek ve seller ile kuraklık gibi iklim afetlerine karşı aşırı kırılgan hale getiren Filyos Vadisi Projesine dair bilgilendirme yaptı. Merkezi yönetimin ekonomik ve ekolojik kırım projelerine rağmen Çaycuma Belediyesi’nin büyük bir kararlılıkla uyguladığı iklim dostu uygulamaları tanıtan Öztürk’e, Zonguldak’ta İklim Okuluna katılan Belediye Başkanı Bülent Kantarcı eşlik ederek soruları birebir yanıtladı. Akıllı kavşaklar ile sıfır eğimli yol uygulamaları kullanılarak şehrin yaya, engelli ve bisiklet dostu erişimi, yaya ve bisikletli ulaşımın teşvik edilmesi, yağmur suyu hasadının ve kullanımının mevzuata eklenerek teşvik edilmesi, kullanılan yağmur suyu kadar şebeke suyu ücretine indirim yapılması ve yenilenebilir enerji uygulamaları, dinleyiciler tarafından büyük ilgi ile takip edildi.

Uçan Süpürge Derneği’nden katılan Selen Doğan, iklim krizinin engellileri ve benzer durumdaki kırılgan toplulukları nasıl etkilediğini anlatarak konuşmasına başladı. İklim krizine yönelik çözümler için başta engelliler olmak üzere bu toplulukların hiç gözetilmediği gerçeğine karşın, bu toplulukların gözetilmekten çok çözümlerin aktif aktörü haline getirilebilmesi için perspektifler sundu. Özellikle ‘eko sağlamcılık’ kavramını ortaya attı.

Dokuz Eylül Üniversitesinde yüksek lisans kapsamında Zonguldak maden işçileri ile görüşmeler yaparak maden işçilerinin gözünden iklim krizi ve adil geçişi inceleyen, kendisi de madenci bir ailenin çocuğu olan Emine Akyel sunum yaptı. Öncelikle iklim krizine çözüm olarak sunulan adil geçiş örneklerini aktardıktan sonra, bu önerilere dair görüştüğü madencilerin verdiği tepkileri aktaran Akyel, madencilerin tüm bu önerileri olumlu karşıladığını ancak uygulama konusunda güven duymadıklarını aktardı, maden işçiliği yapmış olan katılımcılar da görüşleri destekledi. Madenlerin rödovans usülü ile özelleştirilmesi ardından kaçak madencilik işletmelerinin arttığını aktaran Akyel, bu işletmelerdeki en büyük sorunun kayıtsız, sendikasız, iş güvencesi ve iş güvenliği olmadan çalıştırma olduğunu ve bunlardan en çok kadın madencilerin etkilendiğini vurguladı.

Kastamonu oturumuna Akyaka’dan katılan, Akyaka Afet Gönüllüleri Platformundan Buğra Çelik, mahalleli olarak kendilerinin nasıl örgütlendiğini aktardı. Herhangi bir afet anında, genel politik iktidarın yarattığı kutuplaşmanın ortadan kalktığını ve dayanışma ruhunun birleştirici olduğunu aktaran Çelik, mahalle örgütlenmesi, sivil toplum ve devlet kurumları ile nasıl paydaşlık yapılabileceğine dair bilgiler vererek katılımcılara geniş bakış açıları sundu.

Zonguldak İklim Okulu Katılımcıları

Kastamonu İklim Okulu Katılımcıları

Related Posts

Bir yanıt yazın