ADİL ve SAĞLIKLI GIDA

ADİL ve SAĞLIKLI GIDA

‘‘Neden organik tarımı tercih ettim? Bu soruyu her zaman sayılarla cevaplarım. Senede 120 buzağımız olurdu. Yılın 300 gecesi uyanmamız gerekirdi, 14 aşı ve her bir buzağı için 180 avro veteriner ücreti, Bunların haricinde yüzde 25 kayıp, Bir hayatın yok, bir çiftçinin karikatürü gibisin. Bir elinde termometre, diğerinde iğne Ama artık biliyorum, ekolojik bir bakış açısıyla, bu iyi bir şey değil. Sağlığınız için iyi değil. Etin tadı yok.’’ Les Liberterres (2016) belgeselinden çiftçi André Grevisse Bu çiftçinin sözleri sadece bir örnek. Eğer bir bütün olarak tarım ve hayvancılık sektörüne bakarsak, sistemsel bir kriz olduğunu görürüz. Bu, verimliliği artırmaya ve on yıllardır süren küresel ekonomi içinde ihracat odaklı politikalarla beslenmiş bir kriz. Daha fazla kâr elde edebilmek için bir ticaret ürününe dönüştürülen gıda, pek çokların karnını doyurmak yerine, birkaç kişinin ceplerini dolduruyor. Ve André Grevisse gibi yerel üreticiler bu sistemin rehini hâline geliyor. Zararlı ekonomik, sosyal ve çevresel akımlar tarım ve gıda zincirini bozdu, işlerin artık eskisi gibi işlemeye devam etmesini imkansız yaptı. Artık bir dönüm noktasındayız. Hem günümüz sistemine yöneltilen ve giderek artan eleştirilere, hem de tarım ve gıda sektörüne dair alternatif yaklaşımlara tanık oluyoruz. Bu metinde öncelikle şu anki durumu farklı açılarıyla aydınlatacağız ve acil olarak ihtiyaç duyduğumuz Adil ve Sağlıklı Gıda Sisteminin yapı taşları olarak görülebilecek yeni gelişmelerden bahsedeceğiz.

Yayın Tarihi

Nisan – 2020

Yayın Türü

Diğer Yayınlar